Snowflakes / Kar Taneleri ( ENG-TR )
Hello,
The earth became dark. It was winter. Meryem was sitting on her colorful sofa in the corner of her single-storey house with a smoking chimney. The force of the wind was entering the gap in the windows, making even the thick purple curtains that he and his wife had chosen swing. Meryem opened the curtain and looked towards the sky. She looked at the white snowflakes falling from the dark air and fell into thought. This year's winter showed that it would be harsh with the snowflakes left on the ground every day.
It's been exactly six months since he left. Meryem was greatly saddened when she received the news of her husband Kutay's military service. It hasn't even been a year since we got married. They had a beautiful wedding with their relatives and close friends in Digor, the charming district of Kars. Kutay supported his family by working in animal husbandry and seasonal work. Kutay, who received the news of his military service from the district central military office, did not know how to tell this news to his wife Meryem. Kutay liked his wife to laugh and be happy by giving her good news.
After feeding the cattle on the farm next to his house, Kutay slowly headed home. In front of the door of the house, there were stairs consisting of three steps, made of wood and slightly rotting. He could understand that Meryem Kutay had come home from the squeaking sound she made while stepping on these steps. Hearing him coming to the door, Meryem quickly stood up from her chair and opened the door for her husband. She hugged him and said, "Welcome, my Kutay."
That day, Meryem had cooked her husband's favorite dish, potatoes, carrots and peas. They sat at the table together. Meryem noticed her husband's sad and calm state at the table. Because when Kutay was telling his whole day to his wife, he would be smiling and happy. He would also sometimes say that his wife was very beautiful and that he loved her very much.
The silence that filled the room was broken by hailstones, a mixture of rain and snow, hitting the window from the air and falling from the sky. Suddenly Kutay:
_I'm going, Meryem, he said.
_ I learned this from the Military Service today. They are drafting me into the military for my national duty.
Fire fell into Meryem's heart. He sighed. He couldn't speak. He wanted to say something, but he couldn't. His eyes filled with tears. He placed the spoon he was holding on the corner of the table, his hand trembling. Then in his high-pitched voice:
_ I'll wait, he said.
Exactly one year ago, Meryem was filling water every morning from a fountain close to the neighborhood where they lived. While they were filling water, they became good friends with Ayşe and İlknur, who were from the neighborhood. Ayşe was 3 years younger than Meryem. He used to call her sister. İlknur was married and had a 10-year-old little child named Tayfun. The fountain was on the green grassy road where cattle passed. People passing through here and dealing with animal husbandry would constantly pass through this road. He was passing his animals through here in Kutay. He saw Meryem Kutay for the first time here. Kutay also noticed the beauty of Meryem every morning while passing this road.
Kutay's parents lived in Bacalı village of Digor district. Kutay, who wanted to get married, asked his parents to investigate Meryem's family. Meryem's father worked as a civil servant in a government institution. He was known as a well-liked and consulted person in the institution. His mother was the daughter of a petty officer of Armenian origin, located east of Digor. At that time, Armenia was under Russian occupation. Petty officer Zeki, who was among the Armenian soldiers who had to flee to Turkey, had to give his daughter to a wealthy Turkish family.
Kutay, who got up early in the morning to see Meryem, was excited and his heart was beating every time he saw her. He was starting the day with the seeds of happiness falling into his heart. She wanted to marry him and start a family. And so it was. They convinced her parents and asked for Meryem from her family. They had their wedding in two weeks.
While Meryem was lost in thought in her colorful chair, looking at the snowflakes falling from the sky, she felt the creaking of the stairs in front of the door again. Yes, that voice was his voice. She quickly stood up from the sofa she was sitting on. He ran towards the door. The enthusiasm and joy inside him made his heart and heart tremble. When she opened the door, she saw the daffodil flowers that she loved so much, a mixture of white and yellow colors. The face behind her was her husband Kutay, who waited patiently.
Merhabalar,
Yeryüzü karanlık havaya büründü. Mevsimlerden kıştı. Meryem, bacası tüten tek katlı evinin köşesindeki, renkli kanepesinde oturuyordu. Rüzgarın şiddeti, camların boşluğunda girerek, eşiyle birlikte seçtikleri mor kalın perdeleri bile sallandırıyordu. Meryem, perdeyi aralayarak gökyüzüne doğru baktı. Karanlık havadan düşen beyaz kar tanelerine bakıp düşüncelere daldı. Bu yıl kış, çetin geçeceğini her gün toprağa bıraktığı kar taneleriyle gösteriyordu.
Gideli tam altı ay olmuştu. Meryem, eşi Kutay'ın askerlik haberi alınca büyük bir üzüntü yaşamıştı. Daha evleneli bir yıl bile olmamıştı. Kars'ın şirin ilçesi olan Digor'da kendi akraba ve yakın dostlarıyla güzel bir düğün yapmışlardı. Kutay, ailesini hayvancılık ve sezonluk işlerde çalışarak geçindirirdi. Askere gidiş haberini ilçe merkez askerlik şubesinden alan Kutay, bu haberi eşi Meryem'e nasıl söyleyeceğini bilemedi. Kutay, eşine güzel haberler vererek, onun gülmesini ve mutlu olmasını seviyordu.
Kutay, evinin yanındaki çiftlikteki, büyükbaş hayvanlarının yemlerini verdikten sonra, yavaş adımlarla eve yöneldi. Evin kapısının önünde üç basamaktan oluşan ahşaptan ve birazda çürümeye yüz tutmuş merdivenler vardı. Meryem Kutay'ın bu basamaklara basarken çıkarttığı gıcırtı sesinden evine geldiğini anlayabiliyordu. Kapıya geldiği duyan Meryem, oturduğu koltuktan hızlıca kalkarak, eşine kapıya açtı. Boynuna sarılarak, Hoş geldin Kutay'ım dedi.
Meryem, o gün eşinin çok sevdiği, patatesli havuçlu bezelye yemeğini yapmıştı. Birlikte masaya oturdular. Meryem, eşinin sofrada üzüntülü ve durgun halini fark etti. Çünkü Kutay, bütün gününü eşine anlatırken, gülerek ve mutlu anlatırdı. Arada eşinin çok güzel olduğunu ve onu çok sevdiğini de söylerdi.
Odanın içini kaplayan sessizliği, havadan pencereye çarpan, gökyüzünden düşen yağmur, kar karışımı dolu taneleri bozdu. Bir anda Kutay:
_ Gidiyorum Meryem dedi.
_ Bugün Askerlik şubesinden öğrendim. Vatanı görevim için beni askere alıyorlar.
Meryem'in yüreğine ateş düştü. İç geçirdi. Konuşamadı. Bir şey söylemek istedi, ama yapamadı. Gözleri doldu. Tuttuğu kaşığı eli titreyerek masanın köşesine koydu. Sonra ince tiz sesiyle:
_ Beklerim dedi.
Bundan tam bir yıl önce, Meryem, oturdukları mahalleye yakın olan bir çeşmeden her sabah su dolduruyordu. Su doldururken mahalleden olan, Ayşe ve İlknur'la çok iyi arkadaş olmuşlardı. Ayşe, Meryem'den 3 yaş küçüktü. O'na abla diye hitap ederdi. İlknur evli ve 10 yaşında Tayfun adında küçük bir çocuğu vardı. Çeşme, büyükbaş hayvanlarının geçtiği yeşil çimenlik yolun üstündeydi. Buradan geçen ve hayvancılıkla uğraşan kişiler bu yoldan sürekli geçerlerdi. Kutay'da hayvanlarını buradan geçiriyordu. Meryem Kutay'ı ilk defa burada gördü. Kutay' da Meryem'in güzelliğini her sabah bu yoldan geçerken fark etmişti.
Kutay'ın anne ve babası Digor ilçesine bağlı, olan Bacalı köyünde otururlardı. Evlenmek isteyen Kutay, anne ve babasından Meryem'in ailesini araştırmasını istedi. Meryem'in babası bir devlet kurumunda memur olarak çalışırdı. Kurumda sevilen ve akıl danışılan biri olarak bilinirdi. Annesi, Digor'un doğusunda yer alan Ermenistan asıllı bir astsubayın kızıydı. O dönemlerde Ermenistan Rus işgali sırasındaydı. Türkiye'ye kaçmak zorunda kalan Ermeni askerlerinin arasında yer alan astsubay Zeki, kızını zengin bir Türk ailesine vermek zorunda kalmıştı.
Meryem'i görmek için sabahın erken saatlerinde kalkan Kutay, O'nu her gördüğünde heyecanlanıyor ve kalbi atıyordu. Yüreğini düşen mutluluk tohumlarıyla güne başlıyordu. Onunla evlenip yuvasını kurmak istiyordu. Öyle de oldu. Anne ve babasını ikna edip, Meryem'i ailesinden istediler. İki hafta içinde de düğünleri oldu.
Meryem, oturduğu o renkli koltuğunda, gökyüzünden düşen kar tanelerine bakarak düşüncelere dalarken kapının önündeki merdiven gıcırtısını tekrar hissetti. Evet bu ses onun sesiydi. Oturduğu kanepeden hızlıca kalktı. Koşar adımlarla kapıya yöneldi. İçindeki coşku ve sevinç yüreğini ve kalbini titretti. Kapıyı açtığında, o çok sevdiği beyaz ve sarı renk karışımı fulya çiçeklerini gördü. Arkasındaki yüz, sabırla bekledi kocası Kutay'dı.
Bu kısa hikayeleri okumak iyi geliyor ya. Arada farklı şeyler okumuş oluyoruz, keyifli 🌸.
Bazen hayal gücümüzü de kullanarak, yeni ve farklı yazılar da ortaya koymak gerekiyor. Bunu yapmaya çalışıyorum. Burada hayatın akışına göre pozitif yaşayan ve takdir ettiğim kişiler arasında olduğunu söylemeliyim:)) Çok Teşekkürler.
Meryem'in ve Kutay'ın kavuşmalı mutlu sonları beni çok mutlu etti. Ortalara doğru umarım mutlu biter dediğimi hatırlıyorum.🙂 Epey gerçekçi ve içten bir hikaye olmuş emeklerinize sağlık.💫✨📝🖊️🖋️
Önceleri hikayelerime baktığım da korku ve endişe salmışım:)) Burada farklı olsun. Sevenleri de ayırmak istemedim. Beğenmene sevindim. Çok Teşekkür ederim.
Yay! 🤗
Your content has been boosted with Ecency Points, by @passenger777.
Use Ecency daily to boost your growth on platform!
Support Ecency
Vote for new Proposal
Delegate HP and earn more
Birinci fotoğraf filmlerdeki gibi 😀 O kadar mükemmel bir manzara.
Fotoğraflar ve hikaye harika.
Bunları okumak bana çok keyif veriyor ve hayal dünyamı büyütüyor. Ben hikaye yazmak konusunda pek iyi değilim ama okuma konusunda iyiyim 😀
Alışılmışın dışında farklı yazılar ve hikayelerin içinde olmayı istedim. İleri ki zamanlarda tıpkı kitaplarda olduğu gibi, kendimce, hayal gücünü de ortaya atarak bir şeyler paylaşmanın güzel olacağını düşünüyorum. Uğramış olmana sevindim.
Congratulations @passenger777! You have completed the following achievement on the Hive blockchain And have been rewarded with New badge(s)
Your next target is to reach 17000 upvotes.
You can view your badges on your board and compare yourself to others in the Ranking
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP
Check out our last posts:
Hikâyenin devamını umarım ara ara da olsa paylaşırsın. Askere gidince karşılıklı mektuplaşmalar da olursa işte o zaman Yeşilçam filmlerini aratmaz. 🙆♀️
Ellerine sağlık 🌸
Aslında güzel fikir. 🙆♀️Buna benzer hikayeler yazmak hoşuma gitmeye başladı. Hazırlıksız doğaçlama olarak başladığım yazılarının devamımı bazen ben bile kestiremiyorum. O an nasıl bir ruh haline bürünüyorsam, hikayenin sonu öyle sonlanıyor.
Uğramış olduğuna çok sevindim. Çok Teşekkürler 🌸