Kekova ( Üçağız ) Kaleköy tekne turu Fantastik777/ Kekova ( Üçağız ) Kaleköy boat tour fantastic777

avatar

ENG

Hello My Traveling Friends,

The sky is blue, the sea is blue, the islands are green... Who wouldn't want to travel to such an island? We are heading towards the small charming holiday region that can only be reached by boat and yacht tours. Today, I would like to share with you all the beauties of this region, which we went on a boat tour.

We went on holiday to Kaş district of Antalya for two days with my brother and his family, who came to visit Antalya. There are mostly family pensions of three or four floors in the center of Kas. We stayed in one of these hostels. Among our plans was our Kekova boat tour. The owner of the hostel helped us with this. He suggested a business for the most beautiful and highest quality boat tour. A business tour called Mavikaş would pick us up from the hostel and drop us back to the hostel. That's what happened.

After we had our breakfast at the pension in the morning, the bus of the business tour came to pick us up at around 09:30. These boat tours have departure points from two ports. One of them is Kaş port and the other is Kekova port. This tour took us to Kekova port. We paid 750 TL per person for the boat tour, which will take about 8 hours. This price includes lunch, tea and refreshments, guide and transfer. Our boat tour started by getting on the big flamboyant three-deck boat.

Boats depart from the area at the entrance gate of Kekova port, named after Üçağız village. You can enjoy the sea by visiting six magnificent bays in total on boat tours that start from Üçağız village. We preferred to sit on the bottom floor of the boat. We didn't want to go upstairs as my nephews are small. Both the upper floors shake a lot as the boat moves. This inevitably makes your head spin.

We started to move forward in the deep blue waters of the Mediterranean with our boat. After fifteen minutes had passed, they took a short break to swim, as the weather was very hot. The boat approached a beautiful island. We could even see the bottom of that deep blue and clean sea. We took off our clothes and jumped into the sea. The coves of the Mediterranean are so beautiful that even seeing the green tone of the soil that turns green after the rocks of different shapes formed by the sea is pleasing.

We have approached the bay that I will tell you about today. The name of this place is known as Kaleköy Island. Transportation is provided here only by sea. It is as if the island is colorful and shining brightly. There are local people living here. Our boat stopped here for about an hour. There are also castles from the Lycian period, which are still intact today. Before coming here, our tourist guide also gave us information about this beautiful and cute island. This place was known as the Lycian coastal city for a long time. The island, which has an important point in terms of its strategic location, is under protection with its ancient city, nature and cultural beauties. Located at the top of the island, Simena Atik City is also used as a historical site by the Ministry of Culture.

They named this part of the region as Kekova, Kaleköy, that is, Simena. This place also includes Aquarium sheep and Gökkaya sheep. In other words, the island was established in a large area on the sea. Around the island, both on the sea and among the greenery on the island, we come across tombstones showing that the Lycians believed in the resurrection after death. Stone stairs, pier and house ruins that extend into the depths of the water, half in the water and half out of the water, also attract attention. Our tour guide chose this place as the most sheltered area for sailors, as it is exposed to the strongest waves of the Mediterranean. There are also covered tombs made of stone and brick, both above the water and around the islands, especially between Kaleköy and Üçağız.

While wandering around this beautiful coastal ancient city with its scenery and sea, we also come across local tradesmen. The people living in this coastal city earn their living entirely from tourism. They earn money from the sale of souvenirs unique to the city, local delicacies and homemade clothes made of different local clothing.

There are also old olive trees in the city. Stairs reminiscent of old building stones have been laid inside the village. Stairs go everywhere. There are almost no straight roads. Cinema castle, at the top of the village, awaits its visitors with its magnificent figure. When you climb the castle and look from the top, you can see Kekova's deep blue sea, bays, tombstones from the Lycian period, boats trying to approach the shore and water cisterns.

There are no such luxury hotels in Kaleköy. There are small family-style hostels run only by the locals who live there. In most of the hostels, you should definitely taste the completely organic ice cream made from goat's milk, which is special to the region. The sitting areas of the terraces of some pensions are very large and the view is also very beautiful. Breakfast on the terrace with the view of Kekova in the morning is sure to be very enjoyable. All of the hostels have sea views and their own private beaches.

Climbing Simena Castle is tiring and difficult, but the views you see are worth it. Entrance to the castle is paid. They charge 180 TL per person. Museum card holders and teachers do not pay any fees. The castle is spread over a wide area at its peak. They surrounded it with walls. They have set up surveillance areas at every point. The castle walls are solid and wide. It is immediately clear that it is a sheltered hill. You use wooden stairs to go to some parts of it. The deep blue sea looks beautiful through the high walls.

I tried to explain to you in the most detailed way Simena, Kaleköy, which is one of the rare places in Turkey that can only be reached by sea. I hope you enjoy the beauty and interior of this scenic, cultural coastline. See you again, may all the miracles of life be with you.

TR

Merhabalar Gezginci Dostlarım,

Gök mavi, deniz mavi, adalar yeşil... Böyle bir adaya yolculuk etmeyi kim istemez ki? Sadece tekne ve yat turlarıyla ulaşımı sağlanan küçük şirin tatil yöresine doğru gidiyoruz. Tekne turu ile gittiğimiz bu bölgenin tüm güzelliklerini bugün sizlerle birlikte paylaşmak istiyorum.

Antalya ziyaretime gelen Abim ve ailesi ile birlikte iki günlüğüne Antalya'nın Kaş ilçesine tatile gittik. Kaş merkezin içinde çoğunlukla üç dört katlı aile pansiyonları yer alıyor. Biz bu pansiyonlardan birinde kaldık. Planlarımız arasında Kekova tekne turumuz vardı. Bu konuda bize pansiyon sahibi yardımcı oldu. En güzel ve en kaliteli tekne turu için bir işletme önerdi. Mavikaş adında bir işletme turu bizi pansiyondan alıp, tekrar pansiyona kadar bırakacaktı. Öyle de oldu.

Sabah pansiyonda kahvaltımızı yaptıktan sonra saat 09.30 gibi işletme turunun otobüsü bizi almaya geldi. Bu tekne turlarının iki limandan kalkış noktaları var. Bunlardan biri Kaş limanı diğeri de Kekova limanıdır. Bu tur bizi Kekova limanını götürdü. Yaklaşık 8 saat sürecek olan tekne turu için kişi başı 750 TL ücret ödedik. Bu fiyata, öğle yemeği, çay ve ikramlar, rehberlik ve transfer işlemleri dahil ediliyor. Büyük gösterişli üç katlı tekneye binerek tekne turumuz başlamış oldu.

Kekova limanının, giriş kapısında bulunan ve adına Üçağız köyünü verdikleri bölgeden tekneler kalkıyor. Üçağız köyünden start verilen tekne turlarında toplamda altı muhteşem koyu gezerek, denizin keyfini çıkarıyorsunuz. Biz teknenin en alt katında oturmayı tercih ettik. Yeğenlerim küçük oldukları için üst katlara çıkmak istemedik. Hem üst katlar tekne hareket ettikçe çok fazla sallanıyor. Bu da ister istemez başınızın dönmesine sebep oluyor.

Teknemiz ile Akdeniz'in masmavi sularında ilerlemeye başladık. aradan on beş dakika geçtikten sonra, hava çok sıcak olduğu için denize girmek için kısa bir mola verdiler. Tekne güzel bir adaya yaklaştı. O masmavi ve tertemiz denizin dibini bile görebiliyorduk. Hemen üstümüzü çıkarıp, denize atladık. Akdeniz'in koyları o kadar güzel ki, denizin kenarında oluşan farklı şekillerdeki kayalıkların ardından yeşillenen toprağın yeşil tonunu görmek bile mutluluk vericidir.

Benim bugün sizlere asıl anlatacağım koya yaklaştık. Buranın adı Kaleköy adası olarak geçiyor. Buraya sadece denizyoluyla ulaşım sağlanıyor. Ada rengarenk ve ışıl ışıl parlıyor sanki. Burada yaşayan yöresel insanlar var. Teknemiz burada yaklaşık bir saat mola verdi. Burada bir de Likya döneminde kalma ve günümüzde hala sağlam olarak kalmış kaleler bulunuyor. Buraya gelmeden önce turist rehberimiz de bizleri bu güzel ve şirin ada hakkında bilgiler verdi. Burası çok eskiden Likya kıyı kenti olarak anılıyormuş. Stratejik konumu bakımından önemli bir noktaya sahip olan ada, antik şehriyle, doğasıyla ve kültürel güzellikleriyle koruma altına alınmış. Adanın en tepesinde bulunan Simena Atik Kenti, Kültür Bakanlığı tarafından da ören yeri olarak kullanılıyor.

Kekova olarak geçen yörenin, bu bölgesine Kaleköy, yani Simena adını vermişler. Burası Akvaryum koyunu ve Gökkaya koyunu da kapsıyor. Yani ada deniz üzerinde geniş bir alanda kurulmuş. Adanın etrafında hem denizin üstünde hem de adada yeşilliklerin arasında Likyalıların ölümden sonra dirilişine inandığını gösteren mezar taşlarına rastlıyoruz. Suyun derinliklerine uzanan yarısı suyun içinde yarısı da suyun dışında olan taş merdivenler, iskele ve ev kalıntıları da çok dikkat çekiyor. Turist rehberimiz buranın Akdeniz'in en şiddetli dalgalarına maruz kaldığı için, denizciler için en korunaklı bölge seçilmiş. Özellikle Kaleköy ve Üçağız arasında hem suyun üstünde hem de adaların etrafında taştan ve tuğladan yapılmış üstü kapalı şeklinde örtülü mezarlar da bulunuyor.

Manzarası ve deniziyle güzeller güzeli bu kıyı antik kentin içinde dolaşırken yerli esnaf ile de karşılaşıyoruz. Bu kıyı kentte yaşamlarını sürdüren halk, geçimini tamamen turizmden kazanıyor. Kentte özgü hediyelik eşyalar, yöresel lezzetler ve yöreye özgü değişik giyim kuşamdan yapılmış ev yapımı kıyafet satışından para kazanıyorlar.

Kentin içinde yaşlı zeytin ağaçları da bulunuyor. Köyün içini eski yapı taşları anımsatan merdivenler döşemişler. Her yere merdivenle çıkılıyor. Neredeyse düz yol yok. Sinema kalesi, köyün en tepesinde, o muhteşem endamıyla ziyaretçilerini bekliyor. Kaleye çıkıp en tepeden baktığınızda, Kekova'nın masmavi denizini, koylarını, Likya döneminden kalan mezar taşlarını, kıyıya yanaşmaya çalışan tekneleri ve su sarnıçlarını görebilirsiniz.

Kaleköy, de öyle lüks oteller yok. Sadece orada yaşayan yerli halkın işletmiş olduğu küçük aile tarzı pansiyonlar var. Pansiyonların çoğunda, yöreye özel keçi sütünden yapılmış tamamen organik olan dondurmanın tadına mutlaka bakmalısınız. Bazı pansiyonlarının terasların oturma alanları çok geniş ve manzarası da çok güzel. Sabah terasta Kekova manzarasına karşı yapılan kahvaltı eminin çok keyifli oluyordur. Pansiyonların hepsi deniz manzaralı ve kendilerine ait özel plajları da var.

Simena Kalesine tırmanmak yorucu ve zahmetli de olsa, gördüğünüz manzaralar buna değiyor. Kaleye girişler ücretlidir. Kişi başı 180 TL ücret alıyorlar. Müze kartı olanlar ve öğretmenler herhangi bir ücret ödemiyorlar. Kale en tepe noktada geniş bir alana yayılmış. Etrafını surlarla çevirmişler. Her noktada gözetleme alanı yapmışlar. Kale duvarları sağlam ve geniş yapılmış. Korunaklı bir tepe olduğu hemen anlaşılıyor. Bazı bölümlerine çıkarken ahşaptan yapılmış merdivenleri kullanıyorsunuz. Yüksek duvarların aralarından masmavi deniz çok güzel görünüyor.

Türkiye'nin sadece denizden ulaşımı sağlanan nadir yerlerinden biri olan Simena yani Kaleköy'ü sizlere en ayrıntılı bir şekilde anlatmaya çalıştım. Bu doğal manzaralı, kültürel kıyı şeridinin güzelliklerini ve içini umarım beğenirsiniz. Tekrar görüşmek üzere , hayatın tüm mucizeleri sizlerle olsun.



0
0
0.000
5 comments
avatar

Congratulations, your post has been added to Pinmapple! 🎉🥳🍍

Did you know you have your own profile map?
And every post has their own map too!

Want to have your post on the map too?

  • Go to Pinmapple
  • Click the get code button
  • Click on the map where your post should be (zoom in if needed)
  • Copy and paste the generated code in your post (Hive only)
  • Congrats, your post is now on the map!

0
0
0.000
avatar

Hiya, @ybanezkim26 here, just swinging by to let you know that this post made it into our Honorable Mentions in Daily Travel Digest #1969.

Your post has been manually curated by the @pinmapple team. If you like what we're doing, please drop by to check out all the rest of today's great posts and consider supporting other authors like yourself and us so we can keep the project going!

Become part of our travel community:

0
0
0.000
avatar

Kaleköy ve Kekova çok sevdiğim bir mekan. Orada ki kalede yazan hikâye beni çok etkilemişti. Fırsat buldukça kalmayı sevdiğim bir yer. Burada çok güzel dinlenebiliyorum.

0
0
0.000
avatar

Benim çok hoşuma gitti. Kalesi, etrafındaki mezar taşları, evleri ve en çok da manzarasını sevdim. Burada yaşayanlar çok şanslı olmalı. Doyamadım, açıkçası tekrar gelmeliyim. Çok Teşekkür ederim:))

0
0
0.000